İşte Ankara katliamının arkasındaki asıl neden

Irak ve Suriye’den getirilen kaçak petrolün Türkiye’de satışını mı istersiniz yoksa satılan petrolün parasının Ankara ve İstanbul’daki IŞİD’li kadın teröristlerin hesapları üzerinden Rakka’ya ulaştırılmasını mı? Ya IŞİD’in verdiği “mühendis, teknisyen, işçi aranıyor” ilanları aracılığıyla Irak ve Suriye’ye gidip terör örgütünün rafinerilerinde çalışanlar? İşte JÖNTÜRK farkıyla, Ankara’daki katliamın perde arkasını da dolduracak detaylar:

Evet edindiğimiz bilgilere göre ABD yönetimi, bundan tam 6 ay önce Türkiye’den terör örgütü IŞİD’in gelir kaynaklarının yok edilmesine yönelik atılan adımlara daha fazla katkı yapmasını istedi. IŞİD’in ayda 50 milyon doları bulduğu söylenen petrol satış gelirinin büyük bölümünün Türkiye üzerinden yapıldığına dikkat çeken ABD yönetimi bu konuyla ilgili olarak istihbari bir notu da Ankara’daki muhatapları ile paylaştı.

Nota iliştirilen bir listede de IŞİD’in kaçak petrol operasyonları ile igili sorumlusu Hacı Diaa’nın Türkiye’deki “orta düzey” olarak nitelendirilen bağlantıları vardı. Notta ayrıca, Türkiye’ye petrolün nasıl geldiğine ilişkin güzergah, bunun için verilen rüşvetler, AKP iktidarının  bazı unsurlarınca bu kaçakçılığa sağlanan koruma, İstanbul ve Ankara’da kaçak petrol için toplanan paraların nasıl Suriye’ye gönderildiği konuları açık açık anlatılıyordu.

İşin finansal boyutu gerçekten ilginçti. Örgüt, İstanbul ve Ankara’da dikkat çekmeyeceğini düşünerek iki kadın üzerine banka hesabı açmıştı. Kaçak petrolün satışından elde edilen gelir bu hesaplarda toplanıyor ve o iki kadın tarafından çekilerek bir şekilde Rakka’ya ulaştırılıyordu.

İstihbari notta, Türkiye’den birçok mühendisin ve işçinin  “iyi ücret karşılığında” (ki askeri operasyonla hiçbir ilişkileri yoktu) gazetelere verilen elaman ilanları aracılığıyla seçilip Suriye ve Irak’taki IŞİD’in elinde bulunan rafinelere gönderildiği de kaydediliyordu.

Gönderilen not Ankara’da ilk aşamada kulak ardı edildi. ABD bastırınca, bu listede olan birkaç kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan bazılarının ifadeleri, o istihbari notla çakışıyordu. Bunun üzerine operasyon biraz da olsa derinleştirildi, ABD’nin o listesindeki “orta düzey”  isimlerden ikisi tutuklandı, sınırda kaçak petrol güzergahı boyunca biraz daha sıkı önlemler alındı, rafinerilerde çalışan mühendis, teknisyen ve işçilerle bağlantı kurulup bunların bir bölümünün geri dönüşü sağlandı.

…Ve çok sıkı bir mücadele yürütülmese de, boğazını sıkan eller arasında Türkiye’nin de parmağnı görünce, IŞİD canlı bombalarını devreye soktu.

Bu da çok büyük bir faktördü Ankara katliamının yapılmasında; bugüne kadar her nedense dillendirilmese de.

Fakaaat bugüne bakıldığında  kaçak petrolü Türkiye’de alan ve satan isimlerin çoğu, o iki kadın dışarıda ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Üstüne üstlük, kaçakçılıkla ilgili rüşvet çarkı, devlet kademesinden bu kaçakçılığa göz yumanlar ve bir şekilde koruma sağlayanlarla ilgili de herhangi bir adım atılmış değil.

Bizden aktarması…

Yorumlayın

Your email address will not be published.